1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1059
Okunma
Duvarın rengi saman kirlisi siluetin gibi
Sevdanda göstermelik mutlak kim bilir
Kim bilir hıyanetin ne acı kokuludur
Mistiksel duygularda fi zamanın
Ne aşklar yaşadın yaşatamadan
Uğruna ezilen duyguları da sen asmadın mı ki
Şimdi acınasın var bilinesi yalnızlıklarınla baş başa
Ve benimde seni terk edişim var
Hayatımdan ebediyen silinmelik
Derde deva şair sanırım kendimi
Oysa şiire banıl sözlerim çığlıklara yenik
Yüreğime dayalı namlunun zoruyla akıyor
Kâğıda mürekkep edasıyla her daim
Deniz dolusu gözlerine dalıyorum
Umutlarımı sana banıp yıkadım
Geç saatte hırçınlaştık senle
Şafağı özgürlük kokan bir yolda iken el ele
Yokluğunda kapım kilitli ışığım sönüktü
Gün geceye dönükken yaslandım karanlıklara
Birer gonca gül yaraların
Ve ben uzağım hüzünlü yüzüne kirpiğin ıslakken
Sıcak tebessümlerimi göndermek faydasız
Güneşe küs iken yolculuğum
Yazgıları değiştirmek suya
Yazı yazmaya benzese de ecelle danstır aslında
Sen gözünde yaş
Elinde kalemi kırık bir şiirsin külkedisi
Her sözün yarama parmak baskısı sanki
Kan kırmızı dudaklardan dökülen
Sızlasa da acıtmıyor yaram beni ve bedenimi
Çünkü yerime
Sen acıyorsun yüreğimin tesellisiz
Ve şimdi ben kala kaldım ayazda
Sana dokunamamanın verdiği çıplak ızdırabımla
Belki sabah serinliğinde ansızın sendeyim
Belki de grimsi bir sonbahar akşamında kim bilir
5.0
100% (3)