4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1230
Okunma

Mutluluk ağacımda
sevinç çiçeğimdin bir zamanlar
bir zamanlar bütün dudaklarda şiir
bütün yüreklerde sevgi gülüydün
’umut nedir? ’ diye sorma bana
umudum sende saklı
bak çiçek çiçek dağlar yine
sevda yudum yudum
umut bahar bahar
bilki, dağları bekleyen çoban benim
yaşlı kavalında inleyen ses
mezar başlarında ağlayan baba
Munzur yamacında yorgun derviş
her gece özlemlerle yıkanan...
su üstünde yüzen güz yaprağı benim
’umut nedir? ’ diye sorma bana
umudum sende saklı
milyon kere çoğaltıp hüzünleri
sorma, ellerim niye yanar
sorma, gözlerim niye arar
tek mümkünüsün ömrümün
üşüyorum,
yalvarırım umudumu geri ver bana
Yaralı, suskun bir kekliğim şimdi ben
hüznün rüzgarla öpüştüğü yerde
hep uzakları arar gözlerim
uçurumlar büyütür durmadan
ürkütülmüş,üzgün bir şiirim
kimsesiz bir kış ortasında
ince bir sızıda üşüyor kalbim
gel ey uçurum çiçeğim
ay beyazım
gülbeyazım
gel ey yoluna güller döktüğüm
ay koksun mutluluk yine dağlarda
her sabah bir umut sarılsın hülyalarıma
sorma bana ’umut nedir? ’ diye
umudum sensin
bulutum sen
yağmurum sen
ey güz bahçemin sevinci
gönlümün güvercini
gözlerime yağmur diye düşürdüğüm
acılarıma tipi, saçlarıma kar yağmadan gel
gel, konuş benimle
kırılmadan dudağımdaki son menenekşe
ıslanmadan penceremde gecenin yanakları
bu yürek sensiz yaralı
bu can sensiz ölü
bu ses sensiz bir ah!
gel
kırılmadan dal
solmadan yaprak
gönül haneme konuk ol
sorma ’umut nedir? ’ diye
umutlarım sende saklı
gel/
Gün/ eş/ im
Ol....
eşim Ol....
duy!...
bulutlara değen sesimi.
kurusun gözlerimin pınarı...
5.0
100% (7)