12
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1311
Okunma

Noterce onaylı ve tarafımca fert türküsü olarak bestelenmiştir.
...
Şiirin altında yazan tarihte bir turist grubu ile bir alışveriş merkezine gittim. Grubumuzu güler yüzlü genç bir kız karşıladı. Bu kızın saçı, kaşı gözü , yüzü, endamı bir anda beni yıllar öncesine aldı götürdü, kendisine âşık olduğum kıza hayli çok benziyordu ve o an bir an için, sanki onu görüyormuşum hissine kapıldım, çünkü aşk ve hasret dorukta seyrediyordu. Gözlerim doldu ve hıçkırıklar bastı beni...
O an elime kalemi defteri aldım, müşteri grubum içeri mağazaya girdi, onlar müşteriler ile ilgilendiler ben de dışarıda dolanarak, bu ağıtsal şiirimi (türkümü) oracıkta gözyaşları ile yazdım ve bir örneğini de o güzel genç kıza armağan ettim.
Şiirin yazılış nedenini böylece açıklayıp (kendisinin âşık olduğum bir kıza çok benzediğini) mutlu olmasını diledim, kardeşim bacım olsun, olgun ve oturaklı bir kızdır. Beni yakından tanıyanlar bir zamanlar böyle mecnun gibi gezdiğimi ve gördüğüm her güzel şey için anında şiir yazdığımı iyi bilirler. Zaten bu özellik gerçek anlamda âşık olan, aşkı derinliğine yaşayan birisi için bu en temel belirleyici özelliğidir.
Aşk hararetle severken kavuşamamaktan doğar, aşkı imkânsız kılan aklınıza gelemiyecek çok sayıda neden vardır. Bu anlamda benim gerçek anlamda aşık olduğum (Platonik aşk) kız ile de aramda en küçük bir cinsellik yaşanmış değildir. Bu özlem hiç bitmeyecektir vuslat olmadığı sürece. Bu nedenle gönüller aşkın sonsuzluğunda murada ereceklerdir. Sanat bir anlamda gerçek itici gücünü bu hasretle, acı ile beslemektedir.
Derin aşkların temelinde derin acılar vardır hep. Hayatta insan türlü ihanetler ile karşılaşır. Kendisini ancak aşkın zırhını bürünerek koruyup, ayakta tutabilir insan. Bu ise daha büyük bir ateşte yanmanın verdiği mukavemet gücü ile kazanılır. Bu anlamda beyin kendini korumak için, akıl sağlığını korumak için tutuşur ve faaliyetini hızlandırır. Yokoluşa karşı bir savaştır bu! Kendini yeniden var etme savaşıdır. Gece gündüz sevda ile yol alanlar, asla yorulmayacak gibi koşanlar bir gün menzile erer ve ’’...acıyı bal eyledik, sıratı yol eyledik,geldik bu güne! ’’ der mutlaka...
Bu nedenledir ki aklın ve mantığın zorlaması ile yazılan duygular ile yazılan YAPMA şiirler ile, YÜREĞİN YANARAK AKMASINDAN ORTAYA ÇIKAN TAŞMA ŞİİRLER asla aynı kıvam ve yoğunlukta değildirler. Türküler taşma duygular ile gerek keder gerek sevinç taşması ile ortaya çıkan, anonimleşme yeteneğini de bu nedenle yakalayabilen sıcak duygu ve yürek titreten heyecana sahiptirler.
Şaban AKTAŞ
18.01.2013
Akköy’ünün akça kızı
Yüzü aydan pakça kızı
Ner’den gördüm gül yüzünü
Kâlbim paramparça sızı
Sordum adın Güldane’dir
Gül dalında bir tanedir
Seni seven gönül deli
Divanedir pervanedir
Dere tepe gelişin var
İnci mercan gülüşün var
Su gibi ak git yoluna
Bahtsız kâlpte ne işin var?
Elâ gözler cıvıl cıvıl
Saçın bukle kıvıl kıvıl
Yuvasında bülbül öter
Bir aşk tüter buğul buğul
Endamında bir gül dalı
Bu gönül güle sevdalı
El uzatsan göğe değer
Boyun uzun servi dalı
Aşık Aktaş gördüm seni
Başıma tac ördüm seni
Gül yüzünden başım dertte
Bağrım/a/taş sardım seni...
Şaban AKTAŞ
01.09.1998