9
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1918
Okunma
yaz, yaz, yaz diye ısrar eden dostlarıma...
onlar kendilerini bilirler, değil mi?
bu defa kuyudan değil, direk su/dan...
Hazırım artık
Kapadım ömrümün son kepengini
Ne zaman? Belli mi olur ki yolculuk
Elbet bir gün aniden
Güneş batar, gün solar, mevsim hazana döner
Değişir her şey
Masallar, rüyalar, ülkeler değişir
Bir ben değişirim, bir de mekan
Şimdi başlamalı artık sur ile açılan kapıdan yolculuk
Hesaba çekilme zamanı
Tek tek sorulacak yıldızlara bile, şemsten izinsiz aldığı ışık
Yağmurlar karmakarışık düşmemeliydi yeryüzüne
Apansız ıslatmamalıydı ayaklarımı
Nehirler kabarmamalıydı yaz günü
Küçük bedenler nefessiz kalmamalıydı, içerken ab-ı hayattan
Annelerin gözleri bomboş bakmamalıydı artlarından
Şimdi ise, cemreler tükendi
Ne hava, ne su, ne de toprak sıcak değil artık
Buz kesiyor rüzgarın esmediği an
Önceleri yalnız burnum ve ellerim üşürdü
Kalbimin titremesi belli ki soğuktan değil
Yokluğun yürütüyor acıyla mahşere
Sıratta köprüdeyim
İncelik kıldan daha naif
Sıcak alazlar vuruyor yüzüme
En kırmızısından ateş
Ve yalnızlık
Gülümseten muştu
Şükür
hüvel