Dağ ceylanı gibisin, peşin sıra koşarken,
Sevdanın yamacında çok yoruldum deli kız.
Hasretin zindanında mutluluğu boşarken,
Gönlümün sarayında seni buldum deli kız.

Bazen uysal bir melek, bazen deli dolusun,
El âlemin sultanı, yüreğimin kulusun.
Hasretimin adresi, mektubumun pulusun,
Kaderimin gölüne seni çaldım deli kız.

Gözlerinin içinden yaktığın sevda mumu,
Türbemde yana yana getirecek sonumu.
Tükenmeyen sitemin kuruturken kanımı,
Feleğin pazarından seni aldım deli kız.

Ucu yanık mektubu getirmiyor ulağım,
Hasretinin ipinde sallanmaktır dileğim.
Sevgilerin özünü eleyerek eleğim,
Yüreğime doldurup sana saldım deli kız.

Duygu gülü taşıdık muhabbet dünyasına,
Gözlerin mühür vurdu gönlümün libasına,
Uzaklardan dalarken sevdanın hülyasına,
Ayrı kalmak imkânsız, sana geldim deli kız.

Mehmet NACAR