0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
984
Okunma

Yığınca ses vardı kapı eşiğinde
irkildi..
omuzlarına yapışmıştı geçmişin izleri..
sonra göğüslerine
ve kasıklarına
ki
derin bir iç çekti
ve karıştı teninin tuzlu sularına
karıştı birbirine
geçmişin gölgeleri..
biz ki sevgili
aşka doğru gidiyorduk anımsa..
bir göç
bir taşınma heyecanı vardı
bahardan yaza..
mola yerlerinde
ilk sözü kimin alacağını
bilmeden
su-su-yorduk
kana/kana
demli çay tadında
küs olduğumuzu düşünüyordu
sessizliğimizde dem tutan herkes
ki
takvim yapraklarını
yırtmayı bırakalı çok olmuştu
lakin
unuttuğumuz bir şeyler vardı yinede
anımsamak isterken korktuğumuz
sahi
ilk hangimizdik?
adımızı hatırlayan
derin bir kuyuya
usulca fısıldayan..
(.
.
.)
bir bakış mesafesinde..
bir küs uzaklığındaydık..
sen gibiydim biraz.
ben gibiydin..
kabuğunu soyduğum bir sessizliği,
portakal tadında masanın üzerine bırakıp.
bir sorudan çıkıp..bir cevabın derinliğine düşmüştük..
ıslaktık kabul etmelisin bunu..
ıslaklık lakin ıskalamıştık ki
kanıksadığımız ve benimsediğim bütün yüzleri görmedik sayamadık bu yüzden..
ve işte bu yüzden bırakıp gidişlerimizde hatıralarımız gibi baktık sokaklara..
bir perde aralığı mesafeden..
işaret parmağımla gösterdiğim yere bak..
bak hadi lütfen/
bak burası seni yutkunduğum yer..
ne ümit burnu..
ne boğaz..
burası gırtlağım..
ve devamında köprücük kemiğim
kırmak yada kalmak..
boğmak yada doğmak sana kalmış ki
biz değerlerimizi ne içinde ne dışında aradık..
istemedik!!
umarsız bir rüzgarın savurganlığında..
işte bu yüzden soğumasına izin verdin sıcak bardakların..
oysa odandaki camdan baktığında gördüğün/
hissettiğin/
yaşadığın/
yaşattığın ve tattığın bütün her şeylerin toplamıdır hayat
ve sen ya içindesindir çizdiğin çemberinin
yada dışında..
yüreğimizde izleri silinmiş kesikler oluşmaya başladığından beridir..
hiç bir savaş inandırıcı gelmiyordu artık ki
biz “sığınağın” anlamını biliyorduk..
her savaşta birbirimizin sığınağına kaçarken anlamıştık bunu..
ışığı kapatmadan uyuyordum yokluğunda
çok mu belli oluyordu sahi yokluğunun karanlığından korktuğum..
yokluğun acı..
yokluğun kalabalık..
yokluğun kavgalı..
ıslaktık..sahiden çokça ıslaktık..
ıslak ve sırılsıklam
susmuştuk..
ilk ateşi sen yakmıştın sönmüş sigaramın
son sözü
ben söylemek istedim..
kapalı olduğunu düşündüğüm bütün ışıkları açıyorum şimdi tek tek
ve şimdi..
hani şimdi..
olabilecek hiç bir şeyden korkmuyorum/korkmayacağım..
yeter ki..
(…)