İki damla su yağarken
el ele vermişler pencerenin önünde
sarmaş dolaş göz göze geliverdik.



Gözlerimi ayıramadığım bir anda
dokunmak istedim parmağımın ucuyla
bilmeden uzandım dalgınlığım bile
kıyamadı ayırmaya
elim baka kaldı



Öylesine dalmıştım ki orada bir su oldum
ve görmeye başladım
yavaşça elimle öteledim ama dağıtamadım.
Bir damla yağmur suyu derya oldu gözlerimde büyüdü
gökkuşağı davetkâr bir salıncak kurdu ,
renklerini açınca yaklaştım.
Başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım.
Her renk bir hayalin kapısını açar mı
diye geçirdim içimden
yavaşça başımı göğsünden ayırıp içeri süzüldüm
kırmızı bir aydınlık sıcaklığı ile elimden tuttu.
Isındığımı ve sevildiğimi hissettirdi dokunuşuyla
Kanım akışını hızlandırdı tüm hücrelerime ulaşmışken …



Tam o sırada
diğer bir kapı aralandı
yerde mi gökte mi seçemediğim
umutlarımı fısıldadı usulca
anladım ki
geleceğe dair umutlarımın
anahtarını bulacağım yerdeyim
avucumu açtım
bir süre bekledim
beklentilerimi sürdüm niyetlerimle
düşlerim düştüğü maviden memnundu




Bir başka dünyaydı
karanlıktı katran karası bir zifiri
içine girdiğim her fırsatta kendimi bulduğum karam
hiç olmadığı kadar varlığımı hissettiğim o yerdeydim
“Gecenin en karanlık anı sabaha en yakın zamanıdır.”
Aydınlığa az kaldı ha gayret
Gökkuşağı harikalar diyarı renkleriyle
bana kucağını açmışken

leylakları açılmış o kapıya varmadım


cennetin kapısının açılmasını beklemeden
kendi ellerimle yokladım
aydınlığın kapısını da vurarak

Gözlerimi açtığımda yanındaydım.




Meryem Maman ( Nene Hatun) sairnenehatun

10 KASIM 2012