0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1635
Okunma

bir durgunluk bir durgunluk
sanarsın başak tarlası
aşkın ateşi sarartmış bakışları
kızıl güneş kurutmuş acıları
hep bu hasat zamanları
başak sarısı
değeri altın kadardı
yüreğimde akşam rüzgarları
ekin tarlasında cırcır sesleri
bakıyordum sarı sarı
birazdan elinde bıçkısı
boynumu vuracaktı insan celladı
oysa alışmıştım kavrulmalara
güneşin işvesiyle oynamaya
ne tatlı tatlı dalgalanmalara
nede rüzgarla ıslıkçalmalara
ben alışmıştım güneşin bakışına
o da yakardı sıcak sıcak
biz olmuştuk artık arkadaş
taki insan celladı gelipde
bıçkısı boynumda kalanadek
alışmıştım yılanların
ayaklarıma dolanmasına
sonrada benimle konuşmasına
sığ gölgelerde saklanmasına
alışmıştım bu sıkışıklıkta yaşamaya
ve hep güneşten yana bakmaya
ben aşıktım ona
taki insan celladı boynumu vuranakadar
yalnızlığımı soyana kadar
ben sevmiştim susmayı
çığlığımdan kimse anlamazdı ki
rüzgarla anlaşmıştık
o esecek
ben se şarkılar söyleyecektim
tatlı talı senfonimizi arılar dinleyecekti
ve ben ve ben
az sonra boymu verecektim
bütün bu alışkanlıklar
bütün bu bu korkular
ve o son
rengimi kaçıran çığlık
dostum böcekleri ağlatacak
yılanları kaçıracak
kargaları ürkütecek
ve ben toprağın üstüne devrilerek
ayrılığa küstüm
evet evet
işte size alışılmış bir son