Bayram öncesini arfe yaptık,
Bedelini şimdi ödemekteyiz.
Gönül semasına kandiller yaktık,
Erbapları bilir, ne demekteyiz.

İrfanla başladı, meşakkat çile,
Sınav, cehennemden çetindir bile,
Baş döndüren hayret gelmezken dile,
Kıl-ı kâl ilmini enemekteyiz.

Esfeli safilin denilen yerde,
Eşrefi mahluka, olmuşuz perde,
Görünür görünmez her türlü derde,
Tevhit ilacını bezemekteyiz.

Vücudu mutlaktan, tek bir safiden,
Çok şükür razıyız, cümle kafiden,
Rahmetler yağarken gerçek şafiden,
Biz bizi hikmetle denemekteyiz.

Damlaydık deryaya akan sellere,
Savurduk gayriyi esen yellere,
Furkan eleğini alıp ellere,
Benlik dağlarını elemekteyiz.

Aradık gerçeği bulduk denemez,
Melamet hırkası her kul giyemez,
Piştim,yandım, külüm herkes diyemez,
Canı kurban gibi belemekteyiz.

Her ne halde olsa, yaralı gönül,
Aldığı bu ünvan en büyük ödül,
Sonunda ilk başa dönünce şu dil,
Bir koyun ardında melemekteyiz.

27.10.2012...Mustafa Yaralı