0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1106
Okunma

Erken örter burada bulut güneşi
Ne papatyanın öksüz ağlayışı ne de
Toprak dinginleşir mezar taşına...
Çocuk haykırışıdır geceler burada
Kaç acı meşk eder bir gülüşe hayatı
Kaç delikanlı sallanır ince boynundan...
Arada ellerin gelir aklıma ihtirassız ve yalın
Tek başına ellerin...
Bazen de gülüşlerin takılıyor akımın çengeline
Unutmak güzel şeydir ah bilsen
Vursalar sabahlara dek alnımdan
Akarsa namerdim tek damla yaşım
Söz vermişim çıkarken çatal kapıdan...
Üşümesin fidanlar dalda diye
Kefene güneş toprağa ayı giydirmiş iz oysa
Hangi dev dalga yıkabilir davamızı
Bilemezsin ne uzağım diyarına...
Umudun tozu dumana kattığı nesildik biz
Bazen sadece ellerini sevmiş olabileceğimi düşünüyorum
Ellerin oluyorsun bazen
Oysa
Kim tutar elimizden kan kusarken...
Haydutlara, çiyanlara
Ucu yanmış mektuplara
Zamanlı zamansız asılmalara sevdayız biz...
Dokunuşlar bir devrin altın zamanı
Saçları gümüş
Elleri tunç devrinin büyüklüğü oysa...
Süzgecinden geçtik hayatın
Hayallerimiz ve biz
Oysa bilmezdik saman sarısı yokluğun uykusu...
Romanlara benzer sonu mutlu/mutsuz
İnatla yalnızlaşıyor eskiyor adım
Oysa ben bin yıl yaşayacaktım...
Dilek SOYSAL
5.0
100% (1)