Muhterem Hemşerim,
Kıymetli Baran ;
Dağlar vardır aşılası, çiçekler vardır kokulası…
İllada solmayanı. Doğduğunda, ben deyim orkide, siz deyin karanfil, dostlar desin goncagül… Sarısı, kırmızısı, mor menevşesi, sümbülü…
Evlat; Gök yüzünün ak bulutları, yıldızı, ay-ı, güneşi…
Tepelerin kır çiçeği,
İmbat-ı, poyrazı, seher yeli,
Roman-ı, öyküsü, hikayesi,
Al yazmalısı, gül yazmalısı,
Türküsü, şarkısı, bozlağı,
Keman-ı, tamburu, saz-ı,
Gönlünün sultan-ı, bal-ı,
Evlat;
Gülün dalı,
Gözün yaş-ı,
Aha bak, bölük, bölük akıp giden turnaların çığırdığı türkülerin ilham kaynağı…
Pınarın suyu,
Yüreğin çağlayanı,
Dağların şah kartalı,
Kutlamışsın prensesin yaşını…
Pay eylemişsin dostlarla sevincini…
Dost vardır, düşman vardır, göz vardır. Bilmişsin, ozanın, şairin, aşıkların rahmani bakıp, maşallah diyeceklerini. Bakışı ceylan, duruşu kuzu. Zikir içerisinde yoğrulduğu belli. Yolu açık, bahtı ak olsun. yüreğinde yaradan, dilinden sevgi eksik olmasın. Nasılda çekmiş, baba toprağının yiğitliğine… özü bir, sözü bir, pirmi, pir. Birlikten, dirlikten yana, dili Allah, gönlü vatan der. Yunus deyişlerini nakşeylemiş gönlüne, “Yaradılanı severim, Yaradandan ötürü” kibire isyan, sevgiye bayrak açmış. Belki demişsindir “nasılda geçiyor zaman? Daha dün doğmuştu.” Bu arada, bir şairde demişki, “ah dostum, zaman geçiyor diyorsun, hayır zaman duruyor, biz geçiyoruz”.
Kutlarım. Yüce rabbimiz, hayırlı ömürler ihsan etsin (amin)




Not :
Edebiyat defterine girmeyeli belki altı ay olmuştur. İhmalden değil, zamansızlıktan. Elimde bitirmeye çalıştığım üç kitap var. yayın evine söz verdiğim tarihe yetiştirmeye çalışıyorum. Hemşerim neler yazmış diye sitene girdiğimde, bizim prensesin yaş günü şiirini gördüm. Yüce Allahımız hayırlar versin .
Salim TAŞCI