Hoş, cennet yöredir bizim buralar
Kara dağlara yaslanmış yaylalar
Çam kokularında mis gibi havalar
Çamoluk’tan, Alucra’ya bu yollar

Kırları, ahlât, kasmuk alıçla bezeli
Türkoğlu Türkmen yurdudur ezeli
Alucra’dan, Karahisar’ı da gezmeli
Çok çetin geçer bu yolarda zemheri

Geçtiğinde zor peksimet beleğini
Görürsün Ak tepe’nin düzlemini
Arkada bırakınca melek çeşmesini
Balcana’dan görünür Turpçu gediği

Karagevezit, süsler yolun kıyısını
Hacı Ömer düzenler şenliğin hasını
Avutmuşta gider dutla ağzının pasını
Kadıoğlun’da yaparlar pestilin alasını

Yokuşu çıkınca Hinzan, sonra kavaklar
Buradan çıkar, hocalar, usta kasaplar
Ahmet dede, asırlarca erenleri saklar
Şehre girmeden önce görünür ışıklar

Giresun yolundan konuk caddesine
Yokuş bitince gelirsin Fatih camisine
Sonra taşhanları geç, var taş mahallesine
Tarihi yaşa çıkınca tarihi eser kalesine

Ayaklarına serilsin desen desen caddeler
Karşıda orta sol aşağı, sağ yukarı bahçeler
Dikmenin eteklerinde; cevizler, böğürtlenler
Yüksek okula gelir her yöreden öğrenciler