Uyuz itin enikleri çoğaldı
Sülük tene yapıştıkça dağıldı
Kısır inek doğurmadan sağıldı
Bu devranda neler edem de hele

Baba kayıp, tüpten olma yiğitler
Yurt beklemez ağzı salyalı itler
Ahkam keser ser’i beyinsiz kıtlar
Çobanları nasıl güdem de hele

Ak akçeyi kara kömür geçiyor
Makarnacı yalan riya seçiyor
Başa geçen elde tırpan biçiyor
Bilemedim nere gidem de hele

Bulandıkça berrak dere sel oldu
Koç yiğitler üç kuruşa kul oldu
Kalem tutan muktedire dil oldu
Ben ne yapsam söyle gadam de hele

Her şey Vatan için diyen yiğitler
Çuval değil edep giyen yiğitler
Haram bilmez, helal yiyen yiğitler
Neyle dolsun, söyle midem de hele

Gece; günün günahını örtmüyor
Bunca günah terazimiz tartmıyor
Az yetmiyor, çoğumuz hiç artmıyor
Bilmem ne gün dolar vadem de hele

Gönülsüzler aşk şiiri yazmakta
Aşk deyip de edebini bozmakta
Şişelerde, kadehlerde gezmekte
Ayık gezmek suç mu, madem de hele

Yanık ozan gönülsüze yol verdi
Çolak yiğit yükümüze kol verdi
Şirin, Leyla edepsize döl verdi
Nasıl kahır olmaz adam de hele
Kaşı karam gözü badem de hele

ayhan çoban
28.08.2012