4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1815
Okunma

İyilik yaptığım dost bana sövmüş,
Bir yandan söverken bir yandan övmüş.
Sözlüğü bozulmuş kalem elinde,
Saçmalık ilmini yazan dangalak.
Kurumuş aklının susuz gölünde,
Hoplaya zıplaya yüzen dangalak.
Bilyeler dağılmış makarasında,
Dengesizlik akıl fukarasında.
Olmayan beyniyle us arasında,
Kalan son düğümü çözen dangalak.
Gururla gezerken büyüğüm diye,
Sıfırın altına düşmüş seviye.
Kalemle yaptığı mağara köye,
İstanbul Boğazı çizen dangalak.
Kalbinde dostlara ihanet saklı,
Arınmaz zemzemle ruhu pasaklı.
Ustanın yanında çırakken aklı,
Bir karış havada gezen dangalak.
İnsanlık aramak böylesi bönde,
Meğerki hataymış bugün de dün de.
Gözyaşı dökerek gezdiği günde,
Yaşını sileni üzen dangalak.
Baklava sanıyor yediği otu,
Edebi dünyanın son Don Kişot’u
Adamdan saydıkça şiir maskotu,
Havaya girerek azan dangalak.
Gelecek yıllara kalacak ozan,
Olur mu günlerdir anırıp gezen?
Maskara gölünde yıllardır yüzen,
Oltaya meraklı sazan dangalak.
Namertlik aklının semeresinde,
Küflenir yalaka kamarasında.
İslamım der ama minaresinde,
Bir kere okumaz ezan dangalak.
Mehmet NACAR