20
Yorum
12
Beğeni
4,8
Puan
1889
Okunma

Buğün pazar, sökülür ince dikilmiş yüreğim,
Dikiş tutmaz nakışlar, renksiz kör urbalar
Alevli iğneler kalbime ,tekbir demeden batarlar
Aynalar kırgın beni unutmuş yâr seni yansıtırlar .
Saatler durmuş tempolu rüyalara yelken açarım
Bükülür dalım , eksik yuvada öksüz kaçağım.
Acıtır içimi artık yalnız yürüyen gölgelerim ,
Fidanlar çiçek açmaz, zindan göklerimde kuş uçmaz
Pişirdiğim sütler bozuk çıktı,falllarımda hiç tutmaz
İlkbahardayım demeden sonbaharda ben neylerim.
Garip kervanı artık rotamız, zehir olsada içerim.
Kolsuz gömleğim hazır bekliyor gar dolabında ,
Karar verilmiş ismim yazılı çoktan dar ağacında.
Hilebaz hayatı köşede zorluklarla yaşatıyorum
Türlü türlü hikâyelerle donatıp kandırıyorum
Beyaz sayfalar sunup, siyahları unutturuyorum
Şafak türküsü çalıyor, sandalımı limana çekerim
Bastığım topraklara nice ahlar ,vahlar ekerim ,
Yeşermeden birileri kopartıp savururlar,
Ölmeden yazılmıştır yürek yakan ağıtlar,
Sabır edin göçebeyim dünyada , bende giderim.
Nedir derdi bunun diyorsanız dost, derdim sevdadır,
Muhabbeti ve gülüşü , benim dünyalarıma devadır,
Dermanlar sunulsa da önüm de , tabibim can ondadır,
Eller diken deseler de o gönlümde tatlı goncadır
Ondan gayrısı artık soyleyin bana ? Revamıdır.
Ayşe Kavak
5.0
95% (19)
1.0
5% (1)