Kardaş,kıvrım kıvrım köyün yolları,
Dolana dolana vardım geliyom..
Anamız hasretle açmış kolları,
Vuslat hazzı ile sardım geliyom.

Şükür,bacamızda tütüyor duman,
Ateşin harında eriyor zaman,
Babamız dert bulmuş devası yaman
Hali hatırını sordum geliyom

Anlatmak istedi sonu gelmedi,
Altı oğlun saymak mümkün olmadı
Yüzüme baktı da beni bilmedi
Yüzümü yüzüne sürdüm geliyom

Anamın kalmamış bir siyah teli
Daim duadadır mübarek dili,
Bir pilav pişirmiş hünerli eli
Yufkayla bulguru dürdüm geliyom,

Görenler bu hale oldular hayran,
Geçip karşımıza ettiler seyran,
Fasulyeyle pilav yanında ayran,
Çaydanlığı köze sürdüm geliyom.

Çok şükür Mevla’ya bu hazzı tattım,
Alabalıkları mangala attım...
Yıldıza bakarak çardakta yattım
Üç gece iki gün durdum geliyom

Gezip geldim karahanlı bağları,
Yadeyledim geçip giden çağları
Seyir ettim keklik öten dağları
Ah edip bağrıma vurdum geliyom

Gizli sırrımızı vermedim ele,
Ne pınara sordum ne esen yele
Sümbüle ermedim,değmedim güle
Kör dikenden bir dal kırdım geliyom

Tanıyanlar hepinizi sordular,
Yüzmüzde yüzünüzü gördüler
Tere yağlı bir çevirme verdiler
Gevreğin içine sardım geliyom

Kandıl’ın başına güneş atarken,
Kambal’ın kayada keklik öterken
Ağam Ekiz harman yolun tutarken
Saati hasrete kurdum geliyom.

Oluklar boş akar,ıssızdır özler,
Dağılmış yaylalar silinmiş izler,
Hakkı der,son sabah yaşlıydı gözler.
Derdimi yollara serdim geliyom.