37
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
2275
Okunma

Şiirin hikayesi
Bu şiiri sevda ateşi ile yanıp kavrulan bir bayanın anısına hitaben yazdım
Bu bayan 17 yaşında iken bir delikanlıya tutulur.
Birbirlerini öylesine severler ki dillerden düşmeyen Leyla mecnun misali
Fakat bu aşk muhabbeti delikanlı askere gidinceye kadar sürer.
Bir süre mektup telefon derken haberleşme birden kesilir.
Delikanlıdan ses soluk yok ne arar ne sorar postacı bir daha gelmez
Bu bayan aklını kaybeder kapı çalsa bir ses duysa hemen koşar.
Ve sorar Postacımı geldi yoksa yarim mi?
Lakin beklediği gelmeyecek gelemeyecek.
Bir ses duydum sanki kapımı çaldı?
Postacımı geldi yoksa yârim mi?
Bir cemali gördüm içeri daldı
Postacımı geldi yoksa yârim mi?
Döneceğin güne hayal kurardım.
Hayalde gerçekte seni arardım.
Kapıda ses duysam hemen sorardım.
Postacımı geldi yoksa yârim mi?
Dışarda fırtına şimşek çakıyor
Açıkta kalanı ayaz yakıyor
Camdan içeriye biri bakıyor
Postacımı geldi yoksa yârim mi?
O yüreğimdeki acı dinmeyen
Yârimin gidişi içe sinmeyen
Kır atın üstünde kim o inmeyen
Postacımı geldi yoksa yârim mi?
Mecalim tükendi yürek tekliyor
Azrail kapıda beni bekliyor
Kapı çaldı dostlar benden saklıyor
Postacımı geldi yoksa yârim mi?
Hüseyin zarar
Lütfen Şiirin hikayesini okuyun
5.0
100% (29)