1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1818
Okunma

Susmak…
En nefret ettiğim kelime…
Nasıl hâkim olayım dilime,
Hislerim tercüman olup halime
Komut vermiş yazsın diye kaleme
Kalem almış sazı eline, yazdıkça yazıyor
Duyguları, mısralara satır satır dokuyor
Ben yazdıkça, birileri okuyor,
Ağlıyorlar...
Feryatları yürekleri yakıyor...!
Diyorlar ki bazıları, böyle dertli, kederli yazma
Yıpratma zaten depresif olan insanları, ağlatma
Okunsa da yazdıkların, doğru olsa da anlatma
Altı çizili kalın harflerle, zihinlerine acıyı kazma
Dostların arsızlığı, Aşkların vefasızlığıyla
Yürekleri dağlatma…!
Yapma…
Yazma aşkın hüznünü,
Hasretliği, kavuşamamayı, sevip de acı çekenleri,
Susuzluktan kuruyan, alev alev yanan tenleri
Tekrar tekrar hatırlatma…!
Aytenleri, Gültenleri, Nurtenleri…
Solmamış çiçekleri yıpratma…!
Yazma ihanetleri,
Yapma…!
Ve…
Yazacaksan yaz Aşkın öteki yüzünü,
Mutlu sonla biten sevdaları yaz diyorlar,
Soruyorum;
Bilen var mı…? Bilmiyorlar.
Yaşayan gören yok diyorlar,
Olmayan şeyi benden nasıl yazmamı istiyorlar…!
Aslında kaçıyorlar ve kendilerini kandırıyorlar.
Susmam…
Yazacağım, anlatacağım,
Hatta bağırıp haykıracağım.
Üstüne üstüne gideceğim korkularımın
Çelik gibi sinirle, pervasız ruh halimle, kendi cesaretim de,
Özlerini bulmalarını sağlayacağım okurlarımın.
Yok, hayır susmayacağım,
Susmam…
Sustukça, içimdeki çocuğun yüreği nasır bağlıyor…
Sustukça her defasın da, ağladı ağlayacak…!
Sustukça, hüzünlerimin hecelerindeki notalar ağlıyor,
Ben susarsam, nağmeler çocuk olup haykıracak.
Ve… Susarsam…
Suskunluğum hüzün şiirlerimin çığlığı olacak…!
Tolga Aras 15.03.2012
5.0
100% (2)