Haşin bakışların, saplıyor gönlüme paslı bir hançer,
Sevmediğini bildiği halde, sevdalı gönlüm hep seni seçer.
Girmişim aşkın çıkmazlarına şaşırıp kalmışım,
Ama bir his diyor ki, meraklanma bu da gelir geçer.

Haşin bakışların, vuruyor beni yerden yere,
İsterdim ki o yar beni aşkın çarmıhında gere.
Bir güzel yarin sevdasına düçar olur olmaz,
Sevda meclisinde taktım başıma kırmızı bere.

Haşin bakışların, aldı beni benden, götürdü ıraklara,
Gamzeli yanakları ise saldı beni firaklardan firaklara.
Geçtim hummalıca aşkın tuvalinin karşısına,
Boyadım mahir bir ressam misali karaları aklara.

Haşin bakışların, sevda mektebinde etti beni öğrenci,
Zalim felek ile bir oldu yar küstürdü ben gibi bir genci.
Gönül bahçemi süsleyen Muhammedi gül asmasının,
Çekildi aniden sevdayı bilmeyenlerce siyenci.

Haşin bakışların, ezberletti bana en manidar aşk şiirlerini,
Bir hiç uğruna dost iken düşman etti birilerini.
Gittim gümbür gümbür akan sevda pınarlarının başına,
Ne yaptıysam yıkayıp temizleyemedim aşkın kirlerini.

Haşin bakışların, kıldırdı bana teheccüd namazlarını,
Çaldırdılar bir türlü akkordu tutmayan aşkın sazlarını.
Aşk ve şevkle oturdum sevdalıların meclisinde,
Temaşa ettim sevdalıların birbirlerine yaptığı nazlarını.

Haşin bakışların, bıraktı beni uzun gecelerde uykusuz,
Sevdanın kızgın kum çöllerinde kaldım ac ve susuz.
Aşkın meşakkatli yollarında menzil murad alacakken,
Zehirli dikenler serpti yoluma taş yürekli bir soysuz.

Haşin bakışların, ettirdi beni gavur illerine iltica,
Acıyıp merhamete gelmedi ne kadar ettiysem rica.
Sarp kayalıklı yollarda,yürümekten şişti ayaklarım ,
İftarımı açmadan niyet ettim, sahursuz bir başka oruca.
02/Mayıs/2012