6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1166
Okunma
bu ne şirin; zehir olsa da dudakların içilmez misin?
bu ne ölüm; bir an için de olsa, bin ecele değmez misin?
bu ne yalnızlık; gök dul, yakamoz KARANlık,
hüzünlerimin cenneti değil misin?
bu ne gidişinin vakti; tutku, aşk,
ben uyku , sen lodos,
ızdırabımın kıyılarına esecek misin?
bu ne öfke; hadi sık yumruklarını, vursun ş’irler,
mısraları mı, kalbinin şarjörüne sürecek misin?
bu ne; arebesk gülüm, anlamak için yetti bir küçük yalan,
geçer misin gözlerimin sokağından?
yada bir daha üzecek misin?
bu ne yarın olmayış; saatin kelepçesinde zaman,
son durağındayım nefesimin,
gerçeğin ta kendisi teninde ki masal,
zor gibi; zor ki, bu ne hasret, hatta hiç kimseyi,
ve kendimi unutmakmış seni özlemek,
ömrüme, toprağından kül mezar eşecek misin?
karan
’ SALI ’ günlük
5.0
100% (4)