sus
dudaklarında ecelsiz ölüm gizlenmiş
Sus ki ölümüm dilinden dökülecelerden olmasın...

sahrayı devirmiş
bedeviler gibi bölük bölük çatlasada dudakların
susman sürgünüm olsada biter döner tenim tenine

bir bakış bir gülüş getirsin beni getirsin seni
her kelime namluyu terketmiş yağlı kurşun sus...

sus ki
özlemlerim muradım gözümde kalmasın
mehtaplı lacivert yaz akşamları yıldızlar yakamozlar

şafakta dirhem dirhem güneş topladığımız şebnemler
sahilde güneşi öpen deli dalgalar adını yazdığım kumsal

sevdamı haykırdığım dağlar gökyüzü
altından geçip seni dilediğim ebem kuşağı konuşsun ...

sol yanıma düşen ateş konuşsun alevleri küllenmeden
cehennemi alazlarıyla yüzüne haykırsın yakarışlarımı...

Şarkılarla coştuğumuz seviş bezeli geceler
ahşap duvarlara sinmiş gölgelerimiz konuşun

sus gözlerin gözlerin deki coşku konuşsun
nisan kaçkını yağmurlar konuşsun iliklerimize kadar ıslandığımız...

sus ellerinin sıcağı
yüzümü yatırdığım avuçların içi konuşsun
gözlerinden gamzelerine süzülen buz kesmiş damlalar
uykusuz gecelerimin afyonu içime çektiğim saçlarının kokusu konuşsun

sus
bahara koşan erik çicekleri leylaklar saksı daki çillibegonya menekşeler
avlu duvarlarını aşan sarmaşıklar akşam sefaları fesleğenler gülhatmiler
yaz akşamlarını çınlatan gülüşler işveli bakışlar sabaha ermeyen geceler konuşsun...

sarı hazan değmesin gönlümüze
kuru dallar sarı yapraklar... Eylül içimizi kanatmasın sus...

sus ki yaşanmış sevincler kursağımızda kalmasın
yarına yarınlara bir tutam ümit kalsın gecelerim sensiliğinle kanamasın

sus ki harami geceler yağmalamasın sevdamı
sevinçlerim haramzade gecelere mahkumu olmasın ölüm kuşanmasın yanlızlığım

Sus ki
düşlerime eşkiya eli değmesin haram bulaşmasın sevdama
sus har düşer gecemden gecene yanarsın yanar gecelerinde sus...


Hasan ODABAŞI