Kahvede telve gibi yüreğimde hüzünsün.
Köpük köpük gam iner cezvenin sinesinden.
Sükûnet anlarına çığ düşen karlı günsün.
Leyla’yı kıskandıran ıssız çöl gecesinden,
Ateşin kollarına düğümlenen düğünsün…


Zamanı kaynatırken takvimler duvarlarda.
Bir fağfuri fincana resmeder ateş seni.
Erguvan dalı ile gölgeli bulvarlarda,
Cezvenin hayaline hapseder an buseni.
Nefesi karanfilli yılkılar kulvarlarda…


İpek bakışlı kızlar seni anlatır suya.
Hatırını yıllara pay eder ateş kızı.
Gül kurusu akşamda sular varır uykuya.
Cezvenin sinesini o demde kaplar sızı.
Ateşin teranesi şenlendirir ıssızı.


Kahve günlüklerine adını yazar kalem.
Itırlanır adınla fincanın muhtevası.
Bir kahve içimliği kam alır demden âlem.
Senin dudaklarında yüreğimin devası.
Lütfet bir tebessüm et terketsin anı elem.


Nakış olur zamana senin elinde fincan.
Elif parmaklarının gölgesi yüreğimde.
Seni betimler kahve keyf alır bundan zaman.
Rayihanı okurum kahvedeki her imde.
Kahve kokar sayende özlem ıtırlı devran…
Ankara, 02.05.2012 İ.K