Sahil kahvesinde aşkın semaveri yanıyor
Kalbimin rıhtımını hasret kasırgası kuşatmıştı
Akasya ağaçlarında meltemin ıslıkları çalınıyordu
Derbeder aşklar rüyanın kadife mevsiminde

Semaverin gönül ateşi kalbin kanserine düşmüş
Zamanın gülüşleri sahipsiz bakışlarda soluyordu
Kır kahvesi lavanta harmanına uğramıştı
Bulut kervanları denizin yamacına yaslanıyor

Ruhum meltemlerin sürgün kalbine dalmış
Denizin renklerinde güneşin gülüşleri coşmuştu
Gurbet rüzgârları rüyanın sahillerinde dinleniyordu
Yorgun bakışlar kederin kanserini kuşatmış

Sürgün ellerinde vefakâr sazım çağlayacak
Zamanın renkli uçurtmaları uçuşuyor kalbimde
Gökkuşağı mektupları vurgun yağmurlarında külleniyor
Umudun kahırları ruhumu dağlayacak

Yorgun tekneler rüzgârın şarkısını söylüyordu
Gönül mevsimleri zamanın kadehine demirlemişti
Dalgalar zamanın çocuksu sevinçleriyle oynaşıyordu
Sürgün ümitler aşkın beyhude heybesinde

Bulut ırmakları ufkun doruklarına akıyordu
Sahil kahvesinde rüyalar semaverde dağlanıyor
Kaderin heybesinden kederin çiçekleri saçılıyordu
Hazan çiçekleri kahvenin havuzuna düşmüştü

Akşam güneşi söğüt ağaçlarında uyuyordu
Rüyalar rehavetin oyuncak bahçesinde
Sahil kahvesi gurbetin meltemlerini özleyecek
Göğün tenhalığını kucaklamak arzusuyla

Zamanın yorgunluğu ruhuma çökmüş
Rüyanın vurgun denizinde boğulmuşum
Denizin ıslıkları sargın yamaçları kuşatıyor
Kalbimin hazan fırtınalarını duymuyorum