Yalnızlık, sineyi açan,ufku aydınlatan hicrandır!Kardelen sokağındayım Baharın en münbir hazzını aşikar kılan sırla başbaşayım Kuşların sesiyle sanki şevkin pervazlarında ibretin senasını okumalıyım Yeise iten ne varsa, kalbi burkan umut vaktine sabırla yakarsada mütebessim olmalıyım Heryer şimdi yemyeşil Ne kadar güzellikleri barındırıyor, her biri alem olarak bakıyor Peki, ruhuma ve kalbime neyi hatırlatıyor ve naif bir eda ile neleri anlatıyor İnsan olmak ne büyük saadet, kulluk nasibi en beliğ sürur ve vuslatın aşkını halde yaşatıyor Kimi vakit kırılmıştır ümitler Çaresizlik içinde beklerken, güç ve takat çekilirken dilekler Medet umar her nefesten, çare arar olur olamadık şeylerden ve hatta gaipten Mazinin latifliği bu kadar uzakken halimden,günübirlik yaşamaya, neden mücbir suali hakken Bir yaşlı teyzeyi farkediyorum Beli bükülmüş, mecali kalmanış, çer çöp topluyor kendi halinde Kimbilir evla-ü iyali nerde, hangi meşgalenin ayak izlerinde ve nasip için badirede Medeniyet telakkisi niye esir ediyor, en güzel ve özel zamanlardan arileştiriyor, bitap bırakıyor Tekneloji hastalık olmamalı Muhabbet ve irşattan sarf-ı nazar ile uzaklaştırmamalı Bu kadar yılgınlık ve yıpranmışlık bir şekliyle huzur ve sürurla bertaraf olup yaşanmalı Bıktıran ne varsa, ruhu ve kalbi bizar bırakıyorsa, derhal bir hal yoluyla bu çileden kaçınmalı Teyze ocak kurmaya başladı Ne hikmetse bu kadar sakin ve güzellik karşısında çileye adanmış Kalan nefesi ahın kadrine bulanmış, neşe ve muhabbet adına şevk gönlünden uzaklaşmış Bu hale gelene kadar kimbilir nelere katlanmış, yaşamak için bin hüznü sinesinde sabırla yaşatmış Bilsem nedir umudu ve solgunluğu İnsan olmanın, ruhu ve kalbi bitap bırakmanın, çaresizliğe katlanmanın zorluğunu Nasıl merak ettim, sual etmek istedim, selam verip dikkatini çekmeyi diledim ama çekindim Çünkü çok üzgün bir hali vardı, perişanlğı ne kadar ayandı, içim titredi, sırı hikmeti bilinmez, dedim Mustafa CİLASUN |