3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1077
Okunma

bir bir susuyoruz ard arda düşüyoruz
yara var acı sızı çok ama bir damla kan yok...
kimliksiz çoğrafyada
balıkçı kasabası hikayesi bu...
göğünü süsleyen
yedi renkli gökkuşağıyla kayboluyor şehir...
kırlangıçları kederli kanatları yok
rüzgarları kurşun misali tunca kesmiş dağlarda ıslık kovalıyor
gövdesine isim kazınmış ağaçları sağır
zamansız açan çiçekleri gün ağarırken ölmüş...
mevsimlerini yitirmiş kent
her mevsim hazan
aylar hep eylül...
ay yıkarken saçlarımı
göksunun delisi yakamozlarda yangın
sensizlik cehennem
boşalırken üstüme akşam bu şehirde ben veyl...
dağ diyorum
bu şehrin dağları mezar oluyor bana...
ölmeliyim...
ben ölürsem
bu gün ölmeli annemin koynuna gömülmeliyim...
bıraktım gözlerimdeki sevinci begonya pembesine
ve ben yanlız ölmeliyim bu şehrin silüetiyle şafakla beraber...
karşı dağdaki son çoban ateşi de söndü
masalı çalınmış ankanın kanadı da bu kentte kırıldı...
bitti artık kavgalarım
haykırışlarım illegal slogan şimdi tuz misali yarama bastığım...
düşen bir yıldız gibi
kayıp gidiyorum kimliksiz
kıyamet arefesi kadar ıssız ...
dirhem dirhem tükettiğim bu son nefes.
ay kayıp düşerken
şehrin is ve duman kokulu damının saçağından
şafakla ölmeliyim...
Hasan ODABAŞI
5.0
100% (7)