6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1146
Okunma

ben hep “bir köylü” “onu anlamaz, ona değer vermez”dim
oysa ben de onun hakkında aynı şeyleri söylerdim
ne ben, ne ailem, ne benim bakışım, görüşüm, hasletlerim
ayrı dünyalarda sıradan iki kişiliktik ben ve eşim..
ona göre ben; para kazanan, giderleri karşılayan idim
o çamaşır, ütü, sanki evimin temizliğini yapan hizmetçim
oysa severek evlenmiştim.. ama, sevdiğim değildi evlendiğim
koşarak gitsem bile evime, bitirir kapıyı açan biri’m
bir gün gene o yollardayken aradım yol bitecek gibi mi
“çok daha, en az iki saat, bari ben de sana taraf geleyim..” dedi
oraya geldiğimde “gülüümm”ü bekler buldum beni
yola çıkıp bana doğru gelmişti.. mutluluk başka ne ki
nasıl sarıldı!.. bu nasıl bir hasretti.. bir yürek iki kişi
yan yana oturduk.. sarıldı bana, öptü, almadan gözlerini
ufak-tefek, çok mutluydu.. hayat dolu, kainatın en güzeli
fark ettim ki hiç öpülmemişim.. sevmemiş kimse beni..
ne yapacak nereye gidecektik.. ne olacaktı, şimdi
eşinin kimliğini, evlilik cüzdanını getirmiş “otele” dedi
şaşkındım.. o gidip kaydoldu, yerleşmiş.. çağırdı beni
ilk defa otelde kalacaktım, kalbim duracaktı sanki
5.0
100% (4)