Erguvan tebessümü karışır buğusuna.
Baharı İstabul’la yaşar demliğin nazı.
İnce belli içinde benzer naz kuğusuna.
İncelir kavis kavis buğusunda niyazı.
Billûr zamana benzer sırça saray perisi.


Boğaz’ın sularına nazenin hâller vurur.
Kız Kulesi rüyadan uyanır gerinerek.
Saçlarının ahengi suya nazlar savurur.
Tevazuu resmeder demlik dem dem inerek.
Bir hüsnü ana benzer sırça saray perisi.


Eflatunla turkuaz selamlaşır naz ile.
Semaverin sükûtu bardakta cilve olur.
Şükrü besteler ateş buğuda niyaz ile.
Dudağa değen hayal canlanır işve olur.
Berrak beyana benzer sırça saray perisi.


İstanbul hayal kurar buğulu gözler ile.
Nazeninler gülümser ışıl ışıl dem be dem.
Başlar Boğaziçi’nde emsalsiz bir defile.
Gül misalin gamzesi olur yaraya merhem.
Gözden nihana benzer sırça saray perisi.


Yedikule hisarlar tarihin buruk yanı.
Emirgan korusunda ıtırlanır nefesler.
Bir efsane mest eder anlatanı duyanı.
Billûr misal bardakla berraktan berrak sesler.
Sessiz figana benzer sırça saray perisi.


Yedi tepe yedi sır çözülür ağır ağır.
Minareler elifçe parmakları kıskanır.
Ateşin dili ahraz anın kulağı sağır.
Sükûtun gölgesini görenler hayal sanır.
Sade efgana benzer sırça saray perisi...
A, 10.04.2012 İ.K