5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1523
Okunma

Ah o yazlık bahçe sinemaları..
Pikapta dönen kırkbeşlikler..
Satıcı çocuğun frigo-gazoz
diyen ince berrak sesi..
Yıldızların bulgur gibi kaynadığı
masmavi gökyüzü..
Genç kızların on dakika arada
erkekler bölümünde oturan gençlere
kirpik aralarından bakan
O masum hülyalı bakışları..
Sustururdu sanki filmdeki oyuncuları..
Soluksuz izlenen filimin orta yerinde
Makinist ses! ten başka duyulmazdı
başka da bir ses..
Gözlerinin birbirine birkaç kez dokunup kaçtığı
Senin En güzel Yerin Kahverengi Gözlerin
şarkısıydı onlarınki..
Ve ilk aşkıydılar birbirlerinin...
El örgüsü hırkasıyla aynı renkteydi
Gözlerinin rengi yakışıklı gencin..
Kızın evlerinin bir sokak ötesindeydi evleri hemen..
Utanmıştı kendisi aşkını dillendirmeye kıza..
Yakın arkadaşını aracı koymuştu hislerine
tercüman olması nedeniyle..
Sokak çeşmesinin başında yakalamıştı
bir akşam üstü onu
Etrafına şöyle bakınarak..
Arkadaşım çok utangaç.. Sizi Yeniyol’da bekliyor
demişti kıza usulca sokularak..
Pembe plastik su kabı fırlayıp gidivermişti
Kızın elinden birden..
Girmişti sanki yerin dibine aniden..
Şehirdeki ayrı okullara gidiyordu üçü birden..
Yan yana otururlardı minibüste hep birlikte bazen..
Dizleri tir-tir titreyerek durmadan..
Kalpler durdu duracak heyecandan o an..
Bir kaç yıl geçti böylece aradan..
Ve hiç konuşmadan..
Genç kız evlenip Bandırma’ya gelin gitti ardından...
Sırrını kimselere duyurmadan..
Oldu üç çocuk annesi hiç istemeden ..
Kahverengi gözlü genç çocuk
Gökyüzünün en yakışıklı pilotuydu Balıkesir’de..
Ve Gözleri yeşil gözlü karısının gözlerinde..
5.0
100% (3)