1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
954
Okunma

Halkalı’dan işliyor hat boyunun düzeni,
Kanarya bu alanın, en hatırlı komşusu,
Konuk sever yapısı bilmezdi hiç üzeni,
Piknikçilerin orda, başlardı kır koşusu.
Denizin sularıyla, buluşunca Menekşe,
Hoş demlerin diliyle, bestelenirdi arya,
Dinginlikte söyleşen, cıvıl cıvıl bir neşe,
Zümrüt yeşili çamlık, kuş eviydi Florya.
Bulut gibi hür olmak gök aşkı için töre,
İştiyaklı kalplerde gizlenir sinsi bir kurt,
Yeşilköy’ün pistinde teyyare göre göre,
Hava Harpli pilotun özlemidir Yeşilyurt.
Hastane ortamında beynin sinir tamiri,
İfadesiz mânâya saklı huzurdur orman,
Gökkuşağına bakan, türlü rengin amiri,
Bakırköy’lü olana alışır Mazhar Osman.
En yakın mesafeden kısa Yenimahalle,
Gün güne büyüdükçe, yol aldı eni konu.
Bir civarı atlara, bir de dam yapmış file,
Göç yoluna çıkanla birleşti Zeytinburnu.
Harabe viran şekli, burnu kıracak koku,
Ara bağlantı yerde hazin tarafa düşme,
Kirle hınç alır gibi, bozulmuş eski doku,
Hırslı dericilerden, kurtuldu Kazlıçeşme.
Yedikule’ye bitişik sur içinde bir semt,
Koca Mustafa Paşa, ilkin adı Samatya.
Daima dostluk için, düne attığı kement,
Güne sevgi sunuyor, ellerinde papatya.
Gösteri sahnesinde, sazların çalan teli,
Konaklama üstüne yakınlarda her yapı,
Aksaray merkezine, turist bekler Lâleli,
Deniz yolcusu taşır, limandan Yenikapı.
Sabahın erken vakti, çığlık çığlığa sahil,
Martı rızkını bekler balık halinde mezat,
Ezan sesi çan sesi, bu hâl hayata dahil,
Kumkapı’da rüyalar karma karışık tezat.
Kalabalıkta kaynar muhabbetin cezvesi,
Asırlardır sohbette var mı bir hatır soran,
Sessiz ıssız olmasa Erol Taş’ın kahvesi,
Hıfsızsıhha varlığı, belki de Cankurtaran.
Avrupa’dan gelenle banliyönün son garı,
İnsan seli günboyu, boş peronlar gececi,
Bu demiryollarının, değişmez has nazarı,
Şark Ekspresi gider, selâm eder Sirkeci.
.
5.0
100% (1)