2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1222
Okunma
Meteliksiz ceplerindeki asgari ücretin nefretiyle
Bakışlarında akbabalara yem olmuş bir ceset,
Yüreğinde ise ne olduğunu bilmediği cesaretle
Issız sokaklarda işsiz bedeniyle dolaşırdı.
Hiçbir mesainin kölesi olmadan
Hakkı ödenmeyenlere haykırırcasına,
Bu teslimiyet NEDEN! Diyerek
Kendi yoksulluğunun esaretiyle
Hiç yaşayamayacağı zenginliğin hayalini taşırdı.
Ne dostlara ısmarlanacak bir bardak çay,
Ne de bir sevgiliyle gidilecek sinema parası olmasa da
Gözbebeklerini taciz eden yaşlara inat
Beklentilerini içindeki karanlığa siper eder
Sırtında, kendi derteriyle yaşıt
Çam dalları taşıyan atalarına huzur arardı.
Soğuk fabrikalarda dert üreten Çok çocuklu işçilerin saflığına,
Babalarının ihtiyarlamış alın terini hiçe sayan
Ve annelerinin başarılı olsun diye okuduğu her dua da
Yeni bir sevgili değiştiren üniversiteli kızlara isyan edip
İnadına işsiz kalarak,
Herkesin bilip de söyleyemediklerini dile getirir gibi
Kuru ekmeğini cennete banarak yaşardı...
İşsizdi o, en az çalışanlar kadar!
Beden değil ama Fikir terinin yorgunluğuyla...