13
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1864
Okunma


ücralarda saklı balıkçı kasabası yıkılsın şimdi
kırk yamalı bohcalar da naftalin kokulu sandıklar da sakladığım
en mahrem düşlerimi tunca kesmiş dağlarına damla damla gömüyorum...
aşkı sakladım bir ömür kuytularımda
lambasız sokaklarına katran yağmurlarıyla kefensiz
arnavut kaldırımlarına gömüyorum helalsiz selasız duasız...
çığlıklarım
susmaların dokunduğu yerden vuruldu
dudaklarımda küflü toprak çürüğü yakarışlar...
güz çocuğu bu sevda eylül bakar hüzün kokar
buz yeşili gözlerime matem iliştirip siyah ölüyorum...
baharları yazları avuç avuç toprak atıp kan ağlayarak gömdük
kandırılmış sokak köpekleri gibi ağulayıp öldürdük bu gece sevinçleri...
hadi sen şimdi
göz yaşlarından sıyırda eski gülüşlerden bir demet yap kendine...
gözlerimden heba olmuş ömür akıyor
mabedimiz dört duvar başımıza yıkılırken
sunağında bölük bölük gülüşler kurban edilirken bir hiçe...
hadi şimdi zıbınıyla göm göbek bağını kesipte
göksu buz kesti kuzgunlar saldırırken sevda artığı leşe...
her doğum ölüme mahkum değilmi ki...
önüm enkaz ardım enkaz kentler böyle ölür terk edilince...
Hasan ODABAŞI
Çok Değerli Seçki Kuruluna, yüreklerinden şiirlerime gül kokusu bırakan, okuyan ve yorumlayan tüm dostlarıma teşekkürlerimle sevgiler saygılar...
5.0
100% (20)