30
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
2991
Okunma

Hani konuşmak istersin
Kelimeler oturur genzine
Acısı kaplar dimağını
Sözcükler avare dil suskun
Bir yangının küllüdür savurduğun
Rüzgâr senli ezgiler söyler
Yalnızlık kokusunu bırakır tenine
İşte o an buğulu perdeler aralanır
Gözler konuşur sadece
Zifiri bozguna uğrar
Şehrin tüm kandilleri
Misafir göz bebeklerine
Göz pınarları yorgun ve dingin
Yinede el vermez geceye
Yüreğinin kolları sarar bedeni
Özlemler diz çöküp durur secdeye
Yıldızlar düşer avuçlarına
Yokluğunu tutan nasırlı eller
Acır içten içe
Çocukluğu tutar ay’ın
Hırçınlaşır durmaz yerinde
Gözü yaşlı bir kız çocuğu tırmanır yüreğine
Henüz on beşinde
Aklar düşmüş sacının her teline
Hayat oturmuş çelimsiz bedenine
Saklısında hayal bohçası umut desenli
Gözlerinde sevdanın dipsiz kuyusu
Her adımda içine yuvarlanır
Hayat pervasızca akıp giderken
Ökçesinden dökülür bitmez çile
Sus;
Ağlayıp kahırlanma küçüğüm
Uyutma yüreğini acının koynunda
Karanlık güneşe bırakacak yerini
Ak düşen saçlarına
Munzur’un yayla çiçeğini takacağım
Sen dağların kızıl gülü
Yalnız değilsin ki hayat denen kavga da
Herkes hayal ettiği kadar özgürdür ama
Birçoğumuz düş yorgunu
ASMEROZ-62
GÜLŞEN POLAT
5.0
100% (36)