Hangi çağın masalını anlatıyorsun
Çağdışı kalmış kalem
Uykuda mıydın yoksa
Kaldır başını bak ta gör ne aşklar yaşıyor alem
Bırak o eski zırvalıkları
Bak,
Ne gerçek sevdalar yasanıyor bedenlerde
Şehvetli,sırılsıklam


Eli elinde olmadan
Bedenler bir olmadan aşk mı olurmuş
Git Allah aşkına git de güldürme el alemi kendine
Bırak artık eski masalları
Neymiş öyle’’Ben seni dokunmadan uzaktan da severim’’zırvalıkları
Dokunmadan,
Eli elinde bedeni bedeninde olmadan sevmek mi olurmuş


Uzaktan, gönülde sevmekmiş
Onlar eski masallarda kaldı
Geç onları
Gününü gün etmeye bek
boş ver adam gibi sevmeler hikayelerini


Girdin mi bir gül bahçesine
Beğendiğin,en güzel gonca gülü
Kavradığın gibi koparacaksın kafasından
Sevip sevip
Soldurup atacaksın
Yeni gül mü yok bahçelerde
Kim takar şimdilerde gönül adamını
Gününü gün et
Neyine yetmiyor günün adamı olmak


Sevmekte neymiş öyle,Yaradan aşkına
Sevişeceksin pervasızca unutup gamı kederi
Uçacaksın şehvet bulutlarında,ayakların yerden kesilecek
Yaşayacaksın üç günlük dünyada
Tuttun mu saçlarından
Alacaksın avuçlarının içine
Tüm hayvani duyguların dorukta olacak
Neymiş öyle uzaktan sevmek
Sırılsıklam olacaksın
Sevmekte neymiş?
Sevişeceksin soluksuzca.


Bırak öyle modası geçmiş şiirler yazmayı
Leylalar-Mecnunlar,Keremler- Aslılar
Onlar mı kaldı,modası geçmiş
Bırak maziyi yaşamayı
Gününü gün et
Boş ver adam gibi sevmeleri
Günün adamı ol,el üstünde tutulandan
Pervane kesilsin herkes çevrende


Bırak uzaktan sevme safsatalarını
Sevebiliyor musun el ele,beden bedene
Ondan haber ver sen
Güldürme beni
Sırılsıklam sevişmeler varken
Neymiş öyle adam gibi sevmeler.



AHMET MORAN