9
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
1707
Okunma


yarasa gülüşlü bir geceydi
çalındı gerçeğim dudaklarındaki sesle
vurdu yangınları karanlık zalimce
sonunu verdi istismar edilmiş saatlerin
tutuklu kaldım ellerime bulaşan sahteliğinde
yıldızların oynaşmasını sürdün gözbebeklerine
yüzsüz bir yakamozda çaldın aklımı
…haince
yosma gülüşlerinin sahteliğinde
verdim kendimi dalgalara
…kıyılarında beklenen sen
dönme dolapların baş döndürücü sarhoşluğunda
kör bir kuyunun içinde geçti zaman
farkına varılmayan ne çok gün doğumunu batırdık birlikte
oysa hiç bitmezdi gündoğumu yüreğimizde
şimdi zaman hangi zaman
sembolik bir öyküydü kulağımıza fısıldanan
dinlemedin tek bir sözcüğünü bile
rüzgar esti kuzeyden soğukları peşine takıp
savurdu seni…ve beni… ve bizi
uçuştu öykünün tüm büyüsü
şimdi çınlayan kulaklarımda
onulmayacak bir kara büyü
hani bir şarkıydı yüreğimiz dillerde
hani bir şiirde yazılmıştı imgelerimiz
hani ne çok sözler vermiştik birbirimize
hadi söyle!
bu mu yüreğindeki gerçek sen
yalana mı yapışmış sözlerin
bir kandırmaca mı
bu kadar cömertçe ezberini dilinden düşürmediğin
her şey
….ve hayat
yazık
yalana sürdüğün yüreğin
vuruyor yüzüne şimdi gerçeğini
yansımalarında soluyor yüreğimdeki gün
yalnızlığın yalan kalabalığı sarıyor ruhumu gümbür gümbür
duymuyorum
atilla güler