12
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1759
Okunma

“Üç evlek yazgıların son demi
Balabanlar haber uçurun yâre
Dirgen geçişleri suladım...”
Kaçıncı dem!
Ömür teranesinde
Ellerim buruşuk artık
Gözlerimin feri kaçtı
Ayaklarımda romatizma torbaları
Dağları deviren kadın hükümsüz
Artçı sarsıntılarda döneniyor
Yolsuzum;
Öbeklenen kuşlar geçer
Yüreğimde kuruttuğum aşk karanfili
Ve iki yanı gül çevrili ipek peştamal
Onunla dikilmiştim çeşme gözüne
Dilimde kurusudur biber tozu
Aşk bizi bağlamadı sevdiceğim
Eskiden aşk mı vardı/da
Biz almadık…
Figan saçlarımdı
Sana taranmadan önce
Güz kertiği zamanlar
Dilim sorulmadı
Yüzümden geçer
Turna katarları
Uzak ihtimallere
Sevmek!
Yemişlerine el değmemiş
Bakir yalanlardır
Kuru soğan gibi
Çekilir kan
Damarlardan
Açılmamış sandıkların
Dul aynalarıdır
Sırlanana kadar
Vakti vardır ölümün
Ölüm;
Salacak ayağında gelir
Ebabil kuşları haberlidir
Minarelerde hislenirler
Bakiri bozulmamış
Ayazlarda…
Yüreği kınalı kadınların düğünüdür ölüm…
Üç salada…
5.0
100% (18)