2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
897
Okunma
ses verince çıldırmış saatler
kapı önüne konmuş sevişmelerin sahipsizliğinden
yıkılmış bir yürekte eser fırtınalar
şiddetinde saklanır sızısı gözyaşlarının
sorgusuz bir kabullenişin son sesi de kesilir
kapanır tekrar hırsla habersizce aralanan kapı
hazanın ilk sarısı düşer tam ortasına yüreğin
iri bir yağmur damlasında eser rüzgâr
sahipsiz bir şarkıyı
bedeli ödenmemiş soluksuz aşkların son saniyelerinde
yiter sessiz melodisi şarkının
içime düşen yangının sıkıntılı yanışında ilerlerken hiçlik
ne zaman yok olur koyuşları ayrılıkların
ne zaman silinir izi
kazınmışken iyice kanatarak
albümlerde dolanan anılar
yerleşince ortasına salonun
radyoda inleyen bir ezgi düşer içime
gümbür gümbür
aktıkça kızılı yokluğun
ayrılığın ve kahrolası sensizliğin
yavaştan saplanır ok bağrıma
girerim içime...daha içime
yükselir ay delip bağrını gecenin
nankör bir aydınlık sızar perdelerden içeri
bulamaz sahibini
şöminede çıtırdayan son odunun alazında
ayaza vurur sokakların kendine çağıran gizemi
koynuna alır gece bekleyişleri
resimlere yapışan bir veda hikayesi ses bulur inleyişlerde
kahrolası bir yürek çarpıntısı ile başlayan öykü
çalıp ellerden sevişleri
son bulur uzak sokak aralarında
kanayarak saklanmış insanların avuçlarında
son notası şarkının
çınlar dudaklarında şarkıcının
dinleyen olmaz
koyuverir kendini yürek
aşk düşer dipsiz parçalanışa
ve çeker elini üstünden sahipsiz şarkının
kimsesiz ve ıssızca
biter şarkı
aşk söner
…mi
atilla güler