7
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1288
Okunma

hiç elim varmasa da tuşlara
son bulgurumu atıp torbamdan
öyle gideceğim üşüyen yalnızlığıma
kar altında kuşlara...
bir yanım yanıyor
bir yanım donuyor çoktandır
acı yüklüyor
ve karamsarlık
yaşanacak hali kalmadı gezegenin...
ne varlığına ne yokluğuna
güvenemiyorum kimsenin
öyle bıktım ki kaprislerden
kime baksam aynasında güçlü
kimse suçlu görmüyor!
imrenmiyorum, iğreniyorum
benliğinde ezeli ilkellik
kimse göstermiyor kelini
kimisi başına bere takmış
kimi takke tellik...
tutuyorsa biri birini
ya ayağını ya elini
kaydırmak
ya da kandırmak için,
insanlık bitmiş
adalet arıyorum
hukuk arıyorum
adam arıyorum
elimde Diyojen’in Feneri
dolaşıyorum fellik fellik...
cami önlerinde güvercinler
biri yem satar, para kazanır
biri yem alır, kuşlara atar
ne garip dünya
güya ikisi de iyilik yapar
biri attığını
öteki sattığını azımsanır,
dünyayı kuşlar mı kurtaracak
onca günahın cezası
bir avuç yem;
korkulu bir yürekten
rüşvet belki ancak
çok eminim
yemi tanrı da azımsasayacak!
kentin güvercinleri hazıra konuyor
dağdakilerin kanadı kırık
yüreği kanıyor,
bir çuval kömür
bir avuç makarna
hımm
aptallar
her şeyin unutulduğunu sanıyorlar
...
ne öyle hep komşuda pişer
ne her zaman beleş düşer
gün gelir ellerde keleş
tarakalarla peşpeşe
sokaklara leş düşer!
yok yok,
sevmiyorum bu gezegeni
sevgileri sahte
herkes kendini beğenmiş
kimi kalleş kimi kahpe,
zavallı acuzelik
gitmeliyim
bir kez daha yalnızlığıma
ve üstelik
Dünya Sevgililer Günü’nde...
bir daha gelmeyeceğim geri
ne haliniz varsa görün
ararsanız beni
ölü şiirlerimden sorun
cesedimi terkedilmiş
dilediğiniz yere gömün
ardımda bir mezarlık
yüreğimde nazarlık...
ne zamanki toprağına şiirin
bir damla gözyaşı akar
o zaman düzelir beşer
şair şiiriyle ayağa kalkar,
yoksa gezegen hep şer...
Şaban AKTAŞ
14.02.2012