Bizzat kendi zatında kendisi salim olan,
Sıfatları eksiksiz, fiilleri tam olan.

Her türlü noksanlıktan, hatalardan münezzeh,
Ona nispet olanda, selamette, müreffeh.

Yarattığı her şeye, selamı hep daimdir,
Bunu inkâr ederek, zulmedenler zalimdir.

Nefsini şehvetlerden, kalbini şüphelerden,
Arındıran kimseler, selamlı neşelerden.

Ehli Hakka selamet, kuşkunun kirlerinden,
Gizli, açık şirklerden, gurur ve kibirlerinden.

Selameti bulanın, hakkıdır selam vermek,
Ebedi saadete, sonsuz huzura ermek,

Buda nispet varlıktan, kurtulmakla mümkündür,
O zaman selameti, Elif gibi düzgündür.

Mütevazı, onurlu, ağır başlı vakarlı,
Selamı Hak’tan alıp, halka verenler kârlı.

Selametlerin tümü, ondan sadır olmuştur,
Ondan bize yayılı, yine onu bulmuştur.

Selama ek yapmaya, kimsenin gücü yetmez,
İlim irade kudret yok, görmez, duymaz işitmez,

Arifler bunu bilir, cahiller kavrayamaz,
Selamlar sözde kalır, özünü arayamaz.

Arifler böylesine sadece “selam” derler,
Başka bir söz söylemeden, hemen geçip giderler.

Muhakkikler subiti, vucudi ve ruhani,
Gibi mertebelerde, söz etmesi irfan’i.

Allah’ı tespih eder, mahallinden seyreder,
Selamın askerleri, çoğalarak devreder.

Gül kokan her nefesten, gerçek selam yayılır,
Tesir eden kalplerde, uyuyan kalp ayılır,

Bu sırra eren özler, ikilikten kurtulur,
Gözleri neye baksa, onda Rabbini bulur.

14.09.2011…Mustafa Yaralı