8
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1435
Okunma

yitik zamanların masal kahramanlarıydık
yıldızlar serpildi samanyolu’na,
her şey o akşam başladı
karşımda bir zerafet tanrıçası
ne kadar yalnız
uzaktan uzağa bak/ışırsa yıldızlar
göz kırparken tutuştu bir yürek yangını
gecenin içinde gece
ışığında gözlerin, bakıştık aynalarca iç içe...
elleri kolları sütten undan
farksızdı gövdesi beyaz mermer sütundan
karşımda bir kült heykeli,
huşu ile sellasındaymışçasına bir tapınağın
her anım bir ömre bedeldi...
bilemezsiniz unun sütle yoğrulduğunu
aşkların ezilip yüreğimde
özlemiyle hamur olduğunu;
ben bu yüzden aşka inandım
zorla değil, elimle ayağımla
yüreğimle aşka tümüyle gönüllü kutsandım...
o’ydu bakir umutları bekâretinde saklayan
yaşımı başımı ayla yılla değil
gönlünün ışığıyla hesaplayan;
zordur anlamak bazı şeyleri yaşamadan...
aktıkça aşkla aktı zaman
çiçekli gözbebeklerine hayranlığımı gizledim
açıp kapadıkça gözlerini
düşlerime girdi, onu izledim
baharda çiçekler açtı
gönülden gönüle bal yaptı zaman...
tenimde bal peteği, dokunsaydı bana o an
korkarım yapışır kalırdı
aşkla intihar ederdi ilkbahar kelebeği,
ne zaman uçup gittiyse kapıdan
ruh bedenden çıktı sandım
o’ydu beni aşkla kutsayan
aşktan başka her şeyi benliğime ya/saklayan...
Şaban AKTAŞ
15.12.2009