13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1838
Okunma
(yeşili kuşanmış derin vadilerin yokuşlarına sürgün insanlarıma...)
yine uzaklardayım senden
iş mi aşk mı belli değil sebebim
sarma cigaram tütünce
dumanına dem olur ya özlemim
gönlüm aşk der sevda der dert der
ben, memleket derim
yağmayadursun iki damla yağmur
aklıma köyümün sisli dağları gelir
hani, elimi uzatsam tutacak gibiyim ama
ne kokusunu alırım yeşil benizli yaprakların
ne ağlamasını duyarım toprak rengi çocukların.
canım sıkılır, boyumu aşar kederim.
gönlüm aşk der sevda der dert der
ben, memleket derim
hasretim başak olur buğdaylarda
balıkçı türküleri demir alır içimden
çayırlar, çimenler büyür gözlerimde
fındık bahçesindeki peştemallı kız
neden görürde tanımaz beni?
yoksa çok mu değiştirdi gurbet bu bedeni?
neden mısır ekmeğini görünce,
sarıp yar gibi öperim?
gönlüm aşk der sevda der dert der
ben, memleket derim.
yıldızları başkadır memleketimin
kadınları başka, acıları bambaşka...
yağmuru var, ıslatır, ama üşütmez
hasretim güneş yanı buz olsa
erise erise yine bitmez.
ey karadeniz !
en köpüklü dalganı
en soğuk yerinden öpüp selamlar ederim.
gönlüm aşk der sevda der dert der
ben memleket derim.
ah şimdi hamsili pilavım önümde olsa
bir kemençe yarenliğinde
horon tepsek uşaklarla
sabah etsek geceleri
ölüm mü var? Bu sanki son emelim.
kavuşmak hayal mi gerçek mi diye
düşünür düşünür kendi kendimle
galipsiz kavgalar ederim.
gönlüm aşk der sevda der dert der
ben, memleket derim.
ey gurbet! bir deva bulsam zulmüne?
düşte olsa kavuşsam memleketime
önce şehrime sonra köyüme
anamın gönül işi türkülerine
dertlerim yok olurdu birdenbire
ne olur koyun küçük bir gemiye
salın bedenimi Karadenize
yıkılsam viran olsam ölsem bile
darılmam kimseye
o dikenli arazide kazın mezarımı
tabutuma koyun acılarımı
ağlatmayın yokuşlara sürgün insanlarımı
bırakın toprağımla başbaşa beni
bırakın toprağım temizlesin
gurbetin kirlettiği bu bedeni...