5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1795
Okunma

“Bir flaş patlaması bu;
Gözlerime kürürken sancıları…”
Erisin yüreğime çöreklenen acılar
Ölüm bir nefes aralığında gel
Boncuklanırken çocukluğum
Buz keserken ayazım
Avuçlarımda inciler
İlk kez yâr hevesine
Karışırken gel
Adamlığım…
Kar;
Babamın cebinde beslediği
Keklik hevesinin akşam
Ziyafete dönüşme hüznüdür
Aslında!
Al kınalarını okşarken
Kırmızıya bulaşan
Buzsal sunaktır
Kas katı dilimde
Çığlıktır…
Mesela;
Cizlavet aralarına
Gazete kağıdı sıkıştırmaktır
Üşümesin diye ayacıklar
Ya da kaymasın
Diye!
Kanadında martının
Özgürlük…
Ve kınından çekilmiş
Yürek toplamıdır
Kardelenleri sulayan
Kar suyunun ince telaşı
Avurtlarında çiçek açan
Bir ölünün son dileğidir
Ak pak yüreklerde dirilmek
Sonsuzluğa…
Ucu kertik tahtadan hayattır
Kızağa düşmüş bir benliğin
Çocuksu egosudur
Uçurur derinden
Hevesini
Çıkarsız…
Gözlüksüz görmektir
Tüm kendinsiz olanları
Saf diyetlerde
Ödense de
Ödemektir
Mazinin
İzlerini
Keşkesiz…
Bir cizlavete bin balon uçurmaktır
Kardan tensiz Gülüşlere…
5.0
100% (9)