Ayaklar tınısıyla dikelmiş
Başlangıçlara uçan kırlangıçların..
Doğuda topuzları çığırır,
Batısında rapsodik melodilerin..
Rüstemi mi devrildi kisraların
Hangi liri anımsatır mısraların?

Şu uçan kuş ilk midir,
Yahut ikinin ikincisi mi?
Ya da dur!.
Bu fillerin devrilişinin habercisi mi?
Yükseklerden sesler duyulur!
Deryanın sedaya akseden incisi mi?
Bekir mi bu gelen,
Yoksa münker ve nekir mi?
Ey huysuz hicranlar!
Necranda ki ateşiniz söndü mü?
Babilde ki sebiller akıyor mu
İrin kuyularına, köhne tarihin?..

Ben, ben dediğim bir ben işte
Pireyi deve yapsan neye çare?
Düello yapalım istersen her düşte
Ve uçalım aşka her düşüşte...
Şurdakini seçemedim o elmas ta nedir?
Neden ellerde değil de yerdedir?
İçinden selam çıkıyor halbuki
Selamet istemez mi güvertedekiler?
Nedendir bu soyunma gayreti
Ateşe dayanıklı mıdır bedenler?

Şu olimposa eğilen başlar da nedir,
Cennetten gelen taşlar görülmemiş midir?
Kuşlar bir kuşun ardında uçup gidiyor
Döşler kurşun sağanağında yanıp bitiyor
Ölmeden önce ölünüz demişse rehber
Dememiş ki git bir lağamda geber!
Ey kuş bakışlım!..cevher bu cevher!..
O sönmez lakin her ateş bir gün söner...