3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1388
Okunma
"Sen yoksun / ben senden yoksun"
Eğreti bir aşkla yalnızlığa teyellendik
Özlem gardını almış
Arada bir indiriyor can alıcı vuruşunu
Küskünlüğe teyelli bu sevdâ / sen kanar bu vakit dikişlerinden
Sızarsam bir gün kapına
Kayıtsız gözlerini dikip
Suskun sözlerini bileme üstümde
Bugün de / umudum kandilindeki yağı bitirdi
Birazdan günle birlikte sığınırız karanlığın harami koynuna
Gün / gününden muzdarip yarına daha bir korkulu
Ben / her dem yokluğunun korkusuna korkuluk
Çekeriz üstümüze anılardan bir hayâl perdesi
Al gözüm seyreyle / işten ömrün muhasebesi
Sabaha dek boğuşuruz
Pişmanlık kâr etmez
Hüznün sütlü memelerinden
Dem çekme vakti gelir d/em/len/me
Sonra sözcükler çıkar yörüngesinden
Serseri bir kurşun gibi kimi vuracağı meçhûlken
Gelir
Her defasında umudumu alnından mıhlar
Meraklanma / bir çekimlik zehri kaldı ömrümün
Bir fırt daha çekip sonra basacağım tablasına
Ölümün de güzeli olur mu deme
Toprağın güngörmüş yüzünde bir tebessüm uyandırabilirsem ne âlâ
Ya da dualı birkaç dile yakışırsam
Hadi bırakın beni
Unutulan düşler tarlasındaki leşlerin arasına
Gıcırdayarak açılır sevdâ hânemin kepenkleri
Bugün kaçıncı evresindeyiz diye suâl eder sensizliğin en koyu demindeki ardışık devre
Susarız çaresizliğimize
27 08 2009
5.0
100% (3)