4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1035
Okunma
ayışığının küstüğü
yıldızların gökyüzünü ıssız bıraktığı
rüzgarın bile dinlendiği
bu karanlık gecede
bir ağaç kımıldıyor
çalılıklarda bir hışırtı
bir dal oynadı
içimde bir ürperti
korkuyorum
bir yarasa mı
yoksa o gelen sen misin
bir gölge süzülüyor odama
bir kaç camı kırık penceremden
bir ayak sesi geliyor
yıkılmaya yüz tutmuş evin
tahta merdivenlerinden
biri tırmanıyor
içimde bir ürperti
korkuyorum
bir kedi mi
yoksa o gelen sen misin
kapı vuruluyor
vuran elin parmaklarında
güç kalmamışcasına
yavaş ve sessiz
ama ısrarlı
gaz lambasından sızan ışık
ve
şömine de yanan odunların
alevi bile titriyor
içimde bir ürperti
korkuyorum
azrail mi
yoksa o gelen sen misin
korkunç bir kalabalık toplanmış
selvilerin bile ağladığı
o tepe de
bir ağıt bozuyor
gecenin tüm sessizliğini
yırtık perdemi aralayıp bakıyorum
bir tabut
sanki omuzlardan omuzlara dolaşıyor
içimden bir şeyler kopup gidiyor
bir kaç damla gözyaşı süzülüyor
gölgemin yanaklarından
üzerinde
beyaz gelinlik olan
o tabutta ki
bir ölümü
yoksa o giden sen misin
@1991
5.0
100% (1)