4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1619
Okunma

Güllere mahsunluğum konuyor
sebeplere gerek duymadan..
Ağaçlarda hüsranlarım ötüşüyor
bir makam, bir ritim tutturmadan..
nefes nefese kahkahalara sızan heyecanlar
sonrasında pes dedirten sorgularla geçen hezeyanlar...
vahşet,vahşet olalı beri aşmamıştır böyle kendini,
bir kez ölüp dosta kavuşacakken
dosttan ayrı tutup her gün öldürüyor...
beni kandır
varlığına susayan gönlüme deva ol
ısıt sonra, buz kesince yokluğun..
hakkımı helal etmiyorum, içimdeki volkanlarıma
çığırtkan boşluklar onlar,ateş kusan
ve kolları da var onların ,boğar da boğar
sükutumun huşusunda bir aslan yatar...
kırılmasın kalbin çocuk!.
bulutsu gözlerin yağmurları sana değil,
kasımpatı açar tohum kabul etmez topraklarımda,
mazimde boş yere boş şeyleri arama...
yağmurları çağırma çocuk
o çocuksu gözlerinle
onlar umudun veraset ilanı..
sırtım sıvazlayan hançer olur sonra,
leyla ve mecnunu sayıklayan rüyalar..
ve saat onda başlayan akla gelişler,
sonra ona kadar sonsuz bekleyişler,
vuslat kıvamında tatlı hasretler
buharında yar hayali kaynayan düşler...
5.0
100% (6)