30
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
2454
Okunma

bazen ıslak yastığımı kuruturum gecenin nefesiyle
uykunun zamanı geldiğinde
yüzünü çıkartmalı
dolabına asmalı ıslak sabahlarını
kuru toprağına değecek adımlar ç/almalı göğsünden
umut terinden düşmeli
nemli gülüşleri sandığından çıkartıp yerleştiriyorum
nefsim aklına düşen ihtimâllerle doldurur kendini
sönmüşlüğün ışığı yanar semâda
belki karanlık da ağarır durduğu yerde
mehtap düşmeden eteğine
iki dakikada pencere önü hayaller kurarım yine
cebinde türküler büyüten
avucunda güneşi ısıtan çocuklar çağırırım gönül bahçeme
odamın soğuk kıyılarına yanaşan uslu bir dalga
bense koynuna atılmış bir kulaç
karşımda dumanın gölgesine karışan ayak izleri
saçlarını okşuyorum hem de
daha önce hiç görmediğim bir rüyanın davetinde
dalıyorum gözlerine
kanadına çarptığım her şiirde olduğu gibi
alıyorum bundan da nasîbimi
dudağımda çıplak kelimeler
kalemimde sessiz harflerle sana sesleniyorum
buyur !
yüreğim yüreğinde
seni yazmalı
seni tanımalı
her kişi
daha
ve bir daha
ömür yok denecek kadar az kalmıştı yarına!
saklandığı cümle aralarından düşer noktası olmayan virgüller
şimdi prova zamanı . . . !
10/12/2011
02 50
eMİNE
5.0
100% (36)