3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
974
Okunma
Dam başında, saksağan var
Elde kazmayla dolaşır
Demeyin; olmaz bu kadar
Uçan, her kuşla yarışır
Şahinleri, serçe sanır
Kendini hep tek’çe sanır
Tırnağını pençe sanır
Kara kartalla kapışır
Kibri ve tafrası dinmez
Yüce doruklardan inmez
Alçak uçuş nedir bilmez
Arş-ı ala’ya ulaşır
Daldan dala konar gönlü
Nağmeleri türlü türlü
Has bahçenin son bülbülü
Gidip güllere bulaşır
Zümrüdüanka’yı görse
Doruklardan düze inse
Ayakları yere değse
Kafesine tez alışır