Köylü amcam köyünden, at pazarına indi
Beğendiği bir ata, besmele ile bindi

Koyu bir pazarlıkla, atın sahibi oldu
Bize göre bu amca, aradığını buldu

At sırtında sevinçle, köyüne dönüyordu
Dörtnala, tırıs, rahvan her çeşit deniyordu

Bir köyün merasını, tam olarak geçmeden
Bir çeşme göründü, geçilmezdi içmeden

At sudan içer iken, tuhaf bir hâl oldu
Atın bedeni küçüldü, fındık çapını buldu

Köylü amcamın gözü, yerinden fırlıyordu
Ses soluğu kesildi, göğsünden hırlıyordu

Küçülen at bir anda, zıplayarak yerinden
İçeri kaçıverdi, çeşmenin lülesinden

Amcam kaskatı oldu, put gibi dondu kaldı
Ben: cin almışım diye, düşüncelere daldı

Yoldan gelip geçene, anlatırken durumu
Biz saf mıyız amca bey, diye aldı yorumu

Doğru diyorum diye, direrken ayağını
İnanmayan zümreden, hak etti dayağını

Ağzı burnu kanarken, döndü çeşme başına
Şu yalancı dünyada, gelene bak başına

Hem küheylandan oldu, hemde köteği yedi
Demek benim kısmetim, kaderim buymuş dedi

Lüleye eğilince, lülede at göründü
Amcam vela-havleyle, doğrularak gerindi

Ata bizzat seslendi, burdasın biliyorum
Borunun içindesin çok netce görüyorum

Ne olur çık dışarı, şu aklımı bir tanlat
Halk beni dinlemiyor, ne olursun sen anlat

BİR ŞEYLERİ GÖRÜYOR, GÖRMESİNE GÖZÜMÜZ
HİKAYE BİR YANADA... DİNLENMİYOR SÖZÜMÜZ

Çetin KILINÇARSLAN