5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1312
Okunma
Hacı Bayram Veli bir ulu kişi
Peygamber varisi Hak sevgilisi,
Solfasol Köyünde dünyaya geldi
Ankara şehrinde şanı yüceldi,
Kerameti çoktu müritleri var
Allah sevgisiyle yüreği yanar,
Çekemeyenler ki, bazı kıskançlar
Padişaha bu yüceyi gammazlar,
Derler ki, “Bu veli dalalettedir,
Belki sultanlığa hıyanettedir”
Fatih’in babası Sultan Murat’tır
İşkillenir acep nasıl ihbardır,
Ankara’ya gizli memur gönderir
Görevliye sıkı emirler verir,
Der ki, “Hacı Bayram getirilecek
İtiraz olursa zincirlenecek,”
Memur Edirne’den yola çıkıyor
Bir gün Ankara’ya yakınlaşıyor,
Hacı Bayram ata binip karşılar
Zira ermişlerin kerameti var,
Der ki, “Yolcu nerelere gidersin?
Zannımca sen uzaklardan gelirsin,
Yolcu der ki, Ankara’ya giderim
Hacı Bayram varmış takip ederim,
Halk içine fesat sokmuş orada
Götüreceğim onu Sultan Murat’a
“Ey yolcu! Adım Hacı Bayram, benim
Bağla kelepçeni işte ellerim,”
Diyerek elçiye şöyle bir baktı
Yolcunun kalbine sanki nur aktı,
Dedi: “Ben size kötü davranamam
Bu nazik ellere zincir vuramam”
Yan yana atlarla yola çıktılar
Birkaç günde Edirne’ye vardılar,
Saraya vararak huzura girdi
Padişah Murat’ın rengi değişti,
İçinden dedi ki, “Bu sima nedir?
Bu nurlu yüz yürekleri eritir,
Fazlına doyamam ne yüce kişi
Belki de zamanın kutbu, ermişi”
Konuğa ikramda kusur etmedi
Eğildi önünde hürmet gösterdi,
Kıskançlar yeniden hareketlendi
Bir gece bir vezir davet eyledi,
Zehirli bir şerbet hazırladılar
Sofrada kaseyi zata sundular,
Zehirli kaseyi eline aldı
Sofradakilere şöyle bir baktı:
“İçelim şerbeti, sohbet şen olsun
Bize kastedene zehir dokunsun”
Diyerek şerbeti içti bitirdi
Olanlar velinin kerametiydi,
Ev sahibi vezir yere yıkıldı,
Kıvranır kıvranır sancı çakıldı,
Sürüne sürüne Veliye vardı
Özür dileyerek şöyle yalvardı:
“Canına kastettim anladım seni
Dua et Allah’a kurtarsın beni
Allah’ın dostusun mutlak velisin
Kurtar beni sen keramet ehlisin”
Hacı Bayram birden aşka gelerek
El açtı Rabbine niyaz ederek,
Velinin dileği kabul olundu
İnayet Allah’tan vezir kurtuldu,
Padişah ikramla uğur eyledi
Hacı Bayram yine evine geldi,
Peşinden sultanın fermanı çıktı
Müritler kısmından vergiler kalktı,
İnsan oğlu menfaate düşkündür
Menfaat insanı pek çok küçültür,
Herkes kendisini mürit yazdırdı
Vergi verenlerde sayı azaldı,
Durumu sultana haber verdiler
Ankara’da herkes mürit dediler,
Padişah veliye haber gönderdi
Derviş sayısını bildirin dedi,
Hacı Bayram sokaklarda bağırttı
Müritleri ziyafete çağırttı,
Meydan büyük, binler mürit toplandı
Ankara’da sanki kimse kalmadı,
Bayram Veli çadırından çıkarak
Elde kılıç topluluğa bakarak,
Şöyle dedi: “Sizler benim müridim
Hak yolunda can yoldaşım, ümidim
Vuslatı dileyen çadıra girsin
Kılıcımla Hakka kurban edilsin”
Bir kadın bir erkek çadıra girdi
Ya Allah! Diyerek bir ses yükseldi,
Çadırda saklanan koyun kesildi,
Çadırdan dışarı akan kan seldi,
Kalabalık akan kanı gördüler
Sandılar girenler kurban oldular,
Koca meydan o dakika boşaldı
Sahte mürit, sahte derviş kalmadı,
Hacı Bayram çıktı baktı meydana
Ağlayarak şöyle yazdı sultana:
“Sultanım müritlerim ikidir benim
Yoktur başka Hak yolunda ölenim,”
Menfaati için dini satanlar
İnsan değil insan gibi şeytanlar,
İmanda riyadan eser olamaz
Münafık olanlar hakkı bulamaz,
Sevgiliye bir can veremeyenler
Acaba ne yüzle cananız derler?
Ya Rabbi tamahı kaldır kullardan
Ayırma onları kutlu yollardan,
Doldur ki aşkınla mümin kalpleri
Cennet ve cemalini kıl nasipleri
H.İbrahim SAKARYA
5.0
100% (1)