Üstadım sizi okudukça arık çaydanlığı ocağa koyamaz oldum . Çaydanlık Ferhat, Demlik Şirin olarak ve capcanlı karşımda dikiliveriyorlar. Onları ateşe sürmek olmaz diyorum. Ama onları ateşe sürmezsem çay= aşk olmaz diyorum sonra ve merhameti bir tarafa fırlatıp sürüyorum ateşe.
Saygılar- sevgiler.

Çayımın Dibacesi

Çayımın dibacesi katresi dudağının.
Dudağının alevi yadigar karanfile.
Her düğümü sendendir ipek gönül ağının.
Semaverle demliğin efkârı gelir dile.


Adın gül dibaceli gülden ziyade gülsün.
Buğulanır bakışın bardağın nefesinde.
Lütfet emsalsiz gamzen bardağıma dökülsün.
Bin efsane dillensin semaverin sesinde.


Turnaların düşünde bulutlar ırgalanır.
Ellerinde incelir zarafetin timsali.
Saçların çay suyunda ahenkle dalgalanır.
Hiçbir kitap anlatmaz söz konusu misali.


Çayla seni düşünmek buğulu haz masalı.
Billûrdan has suların çağıltısı kulakta.
Çağrıştırırken tavrın hayalimde visali.
Ayrılığın bestesi alev alır dudakta.


Kuruyan dudağıma çay busesi can verir.
Seni çayla düşünmek unutturur her bunu.
Dudağının ıtırı çayın özünde erir.
Sözcükler anlatamaz hiçbir misalle bunu.


Zamanın gergefine ipekle işli nakış.
Camın türküsü olur buğulu gül nefesin.
Senin has iklimine bulutlarda naz akış.
Huzura huzur katar billûr misali sesin.


Çayımın dibacesi dudağının gizemi,
Alevin sinesinde üşüyen harlı yanım.
Ateş dağı cereni şiirlerde dize mi?
Sükuta ermez sensiz benim efkârlı yanım…
Ankara,31.10.2011 İ.K

Şiirinizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.